Kraliçeyle çiftleşerek bal arılarının tür devamlılığına hizmet eden erkek arılar, koloninin en distopik yaşamına sahip üyeleridir. Erkek arılar, zamanı geldiğinde (dişi) işçi arılar tarafından kovandan hızla tahliye edilirler ve bu süreç modern dünya kriterlerine göre “vahşi” yollarla gerçekleşir. Pazar okumaları serimizde bu hafta, arı kolonisinin en kolay gözden çıkarılan üyelerinden bahsediyoruz. Keyifli okumalar.
Erkek arıları nasıl tanırız?
Kalabalık bir arı kolonisini incelerken henüz doğmamış erkek arıları dahi tespit etmek oldukça kolaydır. Hem larva halindeyken petek gözlerinde; hem de doğduktan sonra vücut yapılarıyla erkek arılar, dişi arılardan fark edilir derecede büyüktürler. Kalın gövdeleri tüylü ve yuvarlaktır. İğneleri yoktur, dolayısıyla sokamazlar. Arı kolonilerinin nüfusu on binlerle ifade edilirken, kolonide yaşayan erkek arıların nüfusu yalnızca birkaç yüz seviyesindedir.
Erkek arıların ömrü kovandaki diğer arılara (dişi işçilere ve kraliçeye) kıyasla oldukça kısadır. Dişi işçiler; nektar akışının yoğun olduğu ilkbahar ve yaz aylarında 1.5 ilâ 2 ay, kış aylarında ise 4 ilâ 6 ay yaşayabilirken, kraliçenin ömrü 3 ilâ 6 yıl arasında değişir. Erkek arıların ömrü ise yalnızca 55 ilâ 60 gün dolaylarındadır.
Kısa olduğu kadar zor bir hayat!
Birazdan göreceğiniz gibi erkek arıların ne yazık ki kendi seçimleri yoktur, gelecek için plan yapamazlar veya kendi çocuklarını göremezler. Bir erkek arının hayattaki birinci amacı (diğer kovandaki) kraliçeyle çiftleşmektir.
Bunun için, kovandan çiftleşme uçuşuna çıkan kraliçeyi 10 ilâ 30 metre yüksekliğe kadar takip etmesi ve rakibi olan erkek arıların en azından bir kısmından ayrışması gerekir. Kolonideki genetik çeşitliliği korumak için kraliçe havada genellikle birden fazla erkek arı (poliandri) ile çiftleşir. Kraliçe ile çiftleşen erkek arılar çiftleşme sonrasında üreme organlarını kaybederek ölürler. Tıpkı bir işçi arının iğnesini kullanıldığında ölmesi gibi, erkek arının eşey organı da birkaç saniyelik çiftleşmeden sonra iç anatomisinin büyük bir kısmıyla birlikte yırtılır. Böylece erkek arının çiftleşmesi kelimenin tam anlamıyla “nihai” bir deneyime dönüşür.
Erkek arıların babaları ve oğulları olamaz ama dedeleri ve kızları olabilir!
Kulağa tuhaf bir bilmece geldiğinin farkındayız. Şöyle açıklamaya çalışalım: Kraliçe, petek gözlerine döllenmiş bir yumurta bırakırsa dişi arı doğar. Döllenmemiş bir yumurtadan ise erkek arı doğar. Dolayısıyla erkek arıların babası yoktur (haploittirler). Ama erkek arının annesi olan kraliçe, bir dişi olduğu için ve dişiler döllenmiş yumurtalardan doğdukları için erkek arıların bir dedesi vardır diyebiliriz. Aynı şekilde erkek arılar bir kraliçe ile çiftleşmeyi başarırlarsa, o kraliçenin döllenmiş yumurtalarından dişi arılar doğacaktır. Kısacası bir erkek babası olamazlar ama kim bilir belki kızlarından biri ileride kraliçe olabilir :)
Peki kraliçeyle çiftleşmeyen erkek arılar ne yapar?
Hiçbir şey! Erkek arıların kovanda başka bir işlevi yoktur. İğneleri olmadığı için kovan savunmasında görev alamazlar. Dışarıdan yiyecek getirmelerini sağlayacak bal mideleri ve/ya polen keseleri de yoktur. Üstelik büyük gövdeleri nedeniyle dişi arılara kıyasla daha fazla bal tüketirler. Yine de dişi arılar; koloninin hiçbir günlük faaliyetine yardımcı olamayan erkek arıların ihtiyaçlarını karşılamaya devam ederler. Çünkü özellikle ilkbahar ve yaz aylarında, yeni bir kraliçenin doğması ihtimaline karşılık kovanda hazır bulunmaları gerekir. Ayrıca büyük gövdeleriyle yavruların kuluçka sıcaklığını sağlamaya bir nebze yardımcı olabilirler.
Havalar soğumaya başlayıp çiftleşme mevsimi sona erdiğinde ise erkek arılar için tehlike çanları çalmaya başlar. Nektar akışının azaldığı bu dönemde; stoklanan balı korumak isteyen dişiler, erkek arıları sistematik olarak kovandan çıkarmaya başlar. Erkek arılar dişilerden daha büyük oldukları için, birden fazla dişi, bir erkek üzerinde birleşir, kanatlarını koparır ve koloniyi bu işe yaramaz arılardan kurtarmak için gereken diğer vahşi eylemleri yapmaya devam ederler. Öyle ki; bu tahliyeye henüz doğmamış erkek larvaları da dâhil edilir ve tüm erkek kardeşler yok edilir. Tecrübeli arıcılar bilir ki, öldürülüp kovanın dışına atılan erkek arılar, bal sezonunun bittiğine işaret eder.
İnsani duygu ve deneyimlerle bakıldığında “kardeş katli” olarak değerlendirilebilecek bu durumu böceklerin ortak yaşamının gerekli bir parçası olarak görmek de mümkün. Bu noktada yorumu size bırakıyoruz. İyi pazarlar.